Konyaspor nasıl ayağa kalkacak? Yeni başkan Ömer Korkmaz’dan beklentiler ne? Recep Çına yazdı
Kendimi bildim bileli Konyaspor’un peşindeyim…
Türkiye’nin hemen hemen bütün şehirleri bir tarafa, ilçelerine bile gittim…
Hopa’sından Kemer’ine, Kilimli’sinden Kuşadası’na kadar…
Deyim yerindeyse, Konyaspor’u gölgesi gibi takip ettim…
Açıkçası Türkiye’yi adım adım gezdim…
Yurtdışı maçları hariç…
Hem işim gereği, hem de kulübe olan aidiyetim nedeniyle, iyi günde de, kötü günde de Konyaspor’la olan bağımı hiç koparmadım…
Küme düşmenin acısını da, şampiyonluğun verdiği sevinci de en doruklarında yaşadım…
Bu zaman zarfında sadece Konyaspor’u yaşamadım, Konyaspor’u da içimde yaşattım ve yaşatmaya devam ediyorum…
Bu sevgiyi de kimse yüreğimden silip atamaz…
Atamadılar da…
Güçleri yetmez…
Konyaspor’u gölgesi takip eden ben, son 2,5 yıldır stada iki kez gittim…
Birisi Fenerbahçe maçı, diğeri de geçenlerde oynanan Türkiye-Letonya maçı…
Bu iki maça da dışarıdan gelen misafirlerimi yalnız bırakmamak için gittim…
Gitmeyişimin nedeni belli!
Egolu ve kibirli bir adamın yüzünü uzaktan da olsa görmemek için…
Ne yalan söyleyeyim; adamın yüzünü gördüğüm zaman, günüm berbat geçiyordu!
Bundan sonra stada gider miyim?
“Giderim” ya da “gitmem” dersem, yalan olur…
Benim maçlara gidip gitmemem değil, kibirli adamın Konyaspor’dan “enkaz” bırakarak git(me)mesi, ne yazık ki çok acı!
Fatih Özgökçen gitmedi!
Yolu kapalı!
Açık konuşmak gerekiyorsa ben gittiğine inanmıyorum…
Sadece Genel Kurul salonundan gitti…
Ki, arkasından teneke çalınması gereken adam, alkışlanarak gitti üstelik…
Kimler mi alkışladı?
Tabii ki, üye yaptığı ve kendisini “ibra” eden, yani aklayan 300-350 kişilik grup!
Aslında ibra edenlere sormak lazım, “içinize sindi mi?” diye…
Şundan emin olun; Fatih Özgökçen’in eli de, ayağı da, aklı da, fiikri de Konyaspor’un içinde olacak!
Bunu en kısa zamanda hep birlikte göreceğiz…
Bununla ilgili yazacak çok şey var, ama yerimiz dar…
Günler torbaya girmedi…
Onları da sonraya bırakalım…
Öyle değil mi?
ÖMER KORKMAZ’DAN BEKLENENLER
Hemen, hem de hiç vakit geçirmeden ve hiç hak etmediği halde kendisine “genel müdür” apoleti takılan, altına araç verilen ve kulübün verdiği araçla, haftada 3-4 kez Kızılören’deki inşaatına giden Hüseyin Saraç, eski görevine, yani çimin başına gönderilmeli!
“Konyaspor’dan atılsın” demiyorum, çünkü insanların rızkı ile oynamak vicdansızlık ve merhametsizliktir!
Öyle değil mi Fatih efendi!
Hüseyin Saraç, Konyaspor’u iyi temsil etmiyor…
Dahası Konyaspor’un CEO’luğuna hiç yakışmıyor!
Mustafa Göksu’dan hazzetmem, doğal olarak o da benden hazzetmez, o ayrı bir mesele, ama “Saraç” denilen adam, eski CEO’nun tırnağı bile olamaz…
Bu kadar da net konuşuyorum…
Göksu, keşke haddini aşacak işlere girmeseydi!
Taraftarlar arasına “nifak” sokmasaydı…
Şunu da söylemekte yarar var; onun bu işleri kendiliğinden yaptığına da emin değilim…
Kibirli ve egolu adam istemeseydi, ne taraftarlarla, ne gazetecilerle ne de hocalar ve futbolcularla karşı karşıya gelmezdi…
Sonuç itibarıyla, Ömer Korkmaz, Saraç’ı layık olduğu yere, yani çimin başına göndermeli…
Allah var çim işini, çimin kalitesini, çimin nasıl korunacağını iyi bilir!
KORKMAZ KÜSKÜNLERİ BARIŞTIRMALI
Sevgili Başkan şu sözlerimi bir kenara not etmen de yarar var; Konyaspor kulübü, kendisini taşıttıranlarla değil, kendisini taşıyanlarla büyür…
Ben biliyor ve inanıyorum ki, Ömer Korkmaz ne Konyaspor’u, ne de kendisini hariçten gazel okuyanlara yönettirmez…
Ayrıca da yönettirmemeli…
Bu şehirde “Korkmaz” soy ismi bir markaysa, o markanın hakkını başkanı olduğun Konyaspor’u başarıya taşıyarak ve bu ligde tutarak vermelisin…
Sevgili Ömer Başkan; Genel Kurul sonrası, “Konyaspor camiası olarak yeniden birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Her kesimi kucaklayan bir yaklaşımla zorlukları aşacağımıza inanıyoruz” sözlerini hiçbir zaman aklından çıkarma…
Her ne kadar, çile dolu bir sezonu yaşıyor olsak da, belki bu sıkıntılı süreci iliklerimize kadar hissediyor olsak da, bu takıma gönül veren binlerce kişinin çarpan yüreğidir Konyaspor…
Dolayısıyla da senin başkan olarak görevlerindeki öncelik, birlik ve beraberliği sağlamak, sonra küskünleri barıştırmak, daha sonra da tribünleri, dolayısıyla da futbolcuları öksüz bırakmamaktır…
Senin futbol aklın “ayrıştırmak” değil, “birleştirmek” olsun…
Sana yakışan budur…
Özetlersem; Konyaspor camiasının, özellikle de oyuncuların güçlü, sözünün eri, güvenilecek bir başkana ihtiyaçları var…
Fatih Özgökçen’in gölgesinde kalan ya da onun emirlerini yerine getiren bir başkana değil…
Bu çok önemli…
Umarım ki, meramımı anlatabilmişimdir…
Konyaspor’da gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklendi maalesef…
Sonrasını biliyorsunuz.