Mısır’da Türk Eserleri Konferansı Düzenlendi
Mısır‘ın başkenti Kahire’deki Yunus Emre Enstitüsünde (YEE) Türkiye ile iki ülke arasındaki ortak tarihe ışık tutmak amacıyla ” Mısır‘daki Türk Eserleri Konferansı” düzenlendi.
YEE’den yapılan açıklamaya göre, konferansa enstitü öğrencileri ile Mısırlı akademisyen ve tarih araştırmacılarının yanı sıra Mısır Kızılay işbirliğinde Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla ülkede bulunan Türk Kızılay ve AFAD ekipleri de katıldı.
Kahire YEE’de iki ülke arasındaki ortak tarihe ışık tutmak amacıyla düzenlenen “Mısır’daki Türk Eserleri” konferanslarının ilki antik eserler uzmanı Dr. Wala Eddin Badevi tarafından verildi.
Gazze’deki masumlar için dua ve başsağlığı dilekleriyle başlayan konferansta Sinan Paşa Camisi, Hadim Süleyman Paşa Camisi gibi Kahire’deki belli başlı Türk eserleri, Türk mimarisinin ana özellikleri ve Türk sanatları hakkında sunum yapıldı.
Badevi, Mısır’da Osmanlı ve Memlük dönemine ait çok sayıda Türk eserinin bulunduğunu ve bunların hala güzelliğini koruduğunu kaydederek, “Bu eserlerden biri, 1528 yılında yapılan ve Kahire’nin ilk Osmanlı camisi olarak kabul edilen Süleyman Paşa Camisi’dir. Tarihi ve sanatsal öneminden dolayı Mısır devleti tarafından büyük ilgi gören bu cami, 5 yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından hizmete yeni açıldı. Caminin Osmanlı tarzını minare-kubbe şekillerinden, içinde kullanılan İznik çini sanatına kadar her tarafında görebiliriz.” ifadelerini kullandı.
Konferansın sonunda Badevi’ye yaptığı sunumdan dolayı YEE Koordinatörü Emin Boyraz tarafından teşekkür belgesi takdim edildi.
Tanpınar Konferansı’nda “Doğu-Batı çelişkisi”
Kahire YEE’de 18 Ekim’de de Tanta Üniversitesi Türkoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mecdi Hasaneyn’in konuşmacı olduğu “Ahmet Hamdi Tanpınar Konferansı” düzenlenmişti.
Hasaneyn, 20. yüzyılın başlarında Türk toplumunda yaşanan ve Tanpınar’ın neslini etkileyen Doğu-Batı çelişkisine değinmişti.
Kahire YEE Koordinatörü Boyraz, konuyla ilgili yaptığı yorumda, “Ahmet Hamdi Tanpınar ve nesli, Batı ve Doğu arasındaki çelişkileri yaşayarak geçirdiler. Biz bu mirası devraldık. ‘Biz hem doğuluyuz hem de batılıyız.’ diyoruz ama insanı her türlü ayırımlardan ön plana çıkarıyoruz.” şeklinde konuşmuştu.
Boyraz, “Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye’nin, dünyanın dört bir yanında kültür elçisi olarak, ‘Hepimiz insanız’ mesajını hep vurguluyor ama maalesef biz dünyanın gözü önünde insanlığın katledildiği bir dönemde yaşıyoruz. Mısırlı kardeşlerimiz gibi Türk insanının da kalbi Gazze’de. Oradaki masumlar için dua ediyoruz. Umarım yakında dünyanın insanlığını hatırladığı bir dönem görürüz.” ifadelerini kullanmıştı.